MERSİN (İGFA) – Hafta içi her gün 2 küme olarak verilen bağlama kursunda sabah 10.00- 12.00 saatleri ortasında bayanlara, 14.00- 16.00 ortasında ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine ders veriliyor. Kurs sayesinde bayanlar hem toplumsallaşıyor, hem de yeteneklerini yine keşfediyor. Ayrıyeten kursa katılan bayanlar ortasındaki dayanışma ruhu pekişirken, bir yandan da enstrüman çalma tecrübesini yaşıyorlar.
“KURSİYERLER SÜREÇ İÇİNDE ÇOK DAHA DÜZGÜN BİR NOKTAYA GELECEKLER”
Halk Eğitimde vazife yapan Müzik Öğretmeni Beyzanur Keleş, bağlama kursunun 40 yaş üzeri bayanlardan oluştuğunu ve şu anda devam eden 12 kursiyerleri olduğunu söz etti. Atölyede sabahları bayanlara, öğlenden sonra da ilkokul, ortaokul ve lise kümesi öğrencilerine ders verdiklerini kaydeden Keleş, “Kursiyerlerimize, bağlamanın en başından başlayarak notaları öğrettik. Sabah 10’da başlayan kursumuz, öğle 16’da bitiyor. Kursumuz hafta içi 5 gün. Bir ay evvel başlayan kursumuz, 1 Temmuz’a kadar devam edecek. Tekrar talep görmesi halinde, kursumuzu tekrar açacağız” dedi.
Bağlamanın, öğrenmesi güç bir enstrüman olduğunu belirten Keleş, kursiyerlerle birlikte şimdi nota ve nota kıymetlerini öğrenme evresinde olduklarını da lisana getirdi. Pratik yaptıkça kursiyerlerin el marifetlerinin gelişeceğini ve vakitle daha güzel çalmaya başlayacaklarını aktaran Keleş, “Ben bağlamadan çok, kursiyerlerimizin notaları okuyabilmelerini istiyorum. Zira, bu onların çalış süreçlerinde daha tesirli olacak. Yani okuyabildiklerini, daha uygun bir biçimde icra edecekler. Muhakkak küçük yapıtlara geçiyoruz, lakin bu yapıtları şu etapta çok donanımlı bir biçimde çalmıyoruz. Kursiyerlerin öğrendikleri tartımları, notalar ve eserler üzerinde sürdürüyoruz. 1 Temmuz’a kadar kursiyerlerimiz, çok sürükleyici bir biçimde çalamasa da, birçok yapıtı kendileri çalabiliyor olacaklar. O vakte kadar en az 10 yapıtı çalabilecekler. Kursa devam ettikçe de çok daha yeterli bir noktaya geleceklerini düşünüyorum” diye konuştu.
“KADINLAR BU KURSTA KENDİLERİNİ KEYİFLİ HİSSEDİYORLAR”
Bağlama kursunun bayanların toplumsal hayatlarının gelişmesinde değerli bir rol oynadığını da kelamlarına ekleyen Keleş, “Kursiyerler, buraya gelip birbirlerini tanısalar da tanımasalar da birlikte vakit geçiriyorlar. Bu da onların ilerlemesini etkiliyor. Birbirleriyle sohbet ederek sosyalleşiyorlar. Bu kursa gelen bayanlar, kendilerini keyifli hissediyorlar. Birlikte aktiviteler de yapıyor ve hoş vakit geçiriyoruz” sözlerini kullandı.
“MÜZİK, DÜZGÜNLEŞME SÜRECİME OLUMLU KATKI SAĞLIYOR”
Kursiyerlerden 70 yaşındaki Nebiye Topal, daha evvel ‘Evimiz Atölye’ projesinde oyuncak bebek kursuna katıldığını, artık ise bağlama kursuna geldiğini söyledi. Tıpkı vakitte Parkinson hastası olan Topal, düzgünleşme sürecinde hekimlerin müziğin yeterli gelebileceğini söylemesi üzerine, bağlama kursuna yazıldığını tabir etti. Daha evvel sazı, tezeneyi bilmediğini ve evvelden sazı kılıfına dahi koyamadığını söyleyen Topal, “Bu müzik kursu çok hoşuma gidiyor. Yaşamak için çaba veriyorum. Konutta sazı elime alıp, biraz çalıyorum ve ödevlerimi yapıyorum. Çok memnunum. Ben 3 sene boyunca hiç gülmemiştim. Artık artık gülebiliyorum” kelamlarına yer verdi.
“İNSAN HER YAŞTA HOŞLUKLARI DENEYİMLEYEBİLMELİ”
Kursiyerlerden Meryem Lale Öztürk, insanın yaşlılığında dahi bir şeyleri başarabileceğini kanıtlamak için kursa geldiğini tabir ederek, “İnsanlara güzel bir örnek olmak için buradayım. Bu kurs, bilhassa konut bayanları için çok yararlı. İnsan bu kursta kendini pahalı hissediyor. ‘Yaşlandık, iş bitti’ diye bir şey yok. Ben sazı bu yaşımda birinci kere elime aldım. İnsan, her yaşta hoşlukları deneyimleyebilmeli” dedi.
“ÖĞRENMENİN ASLA YAŞI VE HUDUDU YOK”
Bağlama kursu verilmeye başlandığını öğrenince çok sevindiğini söyleyen kursiyerlerden Asiye Ocak ise, “Öğretmenimizi çok sevdik. Ortam çok hoş ve çok keyifli. Başta hiç yapamam diye düşünüyordum, artık yavaş yavaş notaları öğrendik ve çalabiliyoruz. Öğrenmenin asla yaşı ve sonu yok. Ben, yaşanmışlıklarımdan ötürü biraz boş vermiştim. Yaşamaya tekrar ‘Merhaba dedim’” sözlerini kullandı.